Kayıtlar

Ağustos, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

STOACILIK

Resim
  Evet arkadaşlar… Bugün de sizlere başka bir Helenistik felsefe ekolünü, Stoacılığı anlatalım diyorum..   Şimdi Stoacılık MÖ 300 civarında Atina’da Zenon tarafından kuruluyor, daha sonra Roma imparatorluğu döneminde Seneca, Epiktetos ve Marcus Aurelius gibi Romalı düşünürler tarafından asıl ününe kavuşturuluyor.. Yani hem bir Grek hem de Roma felsefesi. Tam 600 sene boyunca, Hristiyanlığın güç kazanmasına kadar da etkisini sürdürüyor. Stoacılık, tıpkı diğer Helenistik felsefe ekolleri gibi mutluluğa yoğunlaşmış bir felsefe. Mutluluğun formülü nedir? İnsan nasıl mutlu olur, bunu araştırmış ve bunun üzerine kafa yormuş. Çünkü daha önceki yazılarımızda da söylediğimiz gibi Helenistik dönem bir ümitsizlik ve bunalım dönemi. Tıpkı günümüzde olduğu gibi.. Son zamanlarda zaten bu Stoacılık yeniden keşfedildi. Sosyal medyada falan oldukça popüler bi akım… Ha şimdi, bu girişten sonra Stoacılığı anlatmaya başlayabiliriz… Stoacılığı tek cümleyle özetle derseniz eğer şöyle ...

EPİKÜRCÜLÜK

Resim
  Evet arkadaşlar. Epiküros’u anlatıyoruz şimdi size. Epiküros MÖ 341 yılında Samos adasında doğmuş MÖ 270 yılında Atina’da ölmüş, 600 sene boyunca etkili olacak bir felsefe kurmuş büyük bi filozof. Epiküros erdem yerine mutluluğa odaklanmış. İnsan nasıl mutlu olur? Bunu düşünmüş. Ve de insanın mutlu olmasının yolunun haz, yani zevk olduğuna karar vermiş. Çünkü demiş, insan doğası gereği hazzın peşinden koşar. Ta çocukluktan itibaren hem de. Kısaca Epiküros felsefeye haz olayını getiren kişi. Ona göre haz herşeyin başlangıcı. Ancak şimdi haz deyince, hedonistlerle karıştırmayın. Epiküros’un hazdan anladığı çok farklı. Ona göre haz, acının yokluğu demek. Hem fiziksel acının hem de ruhsal acının. Bu da insanın toplumdan uzak, münzevi, sade   bir hayat yaşamasıyla gerçekleşir ancak. Epiküros’un haz deyince anladığı öyle içkiler, seks partileri, lüks yemekler pahalı arabalar falan değil yani. Bunlar sadece kısa süreliğine insana zevk verir. Ama bi müddet sonra acısı çıkar....

KUŞKUCULUK

Resim
  Evet arkadaşlar. Bir başka Helenistik felsefe akımıyla, yani kuşkuculukla devam ediyoruz felsefe yazılarımıza. Şimdi, kuşkuculuk dediğimiz olayın ilk tohumları Sofistler tarafından atılmış olsa da, bunu sistemli bir felsefe ve okul haline getiren kişi Pyrron. Türkçesi Firon. Daha kolay olduğu için onu kullanacam ben de. Şimdi Firon, MÖ 365 yılında doğmuş, 275 yılında ölmüş. İskender’in ordusunda savaşmış, ta Hindistan’a kadar gitmiş. Daha sonra bi Grek şehri olan Elis’e gelip yerleşmiş ve burda okulunu kurmuş, ölene kadar da burda kalmış. Dinince dinlensin. İşte şimdi bu Firon demiş ki: “Gerçek bilgiye ulaşmak imkansız”. Niye böyle demiş? Çünkü önceki filozofları incelemiş ve her birinin aynı doğayı, aynı tabiatı, aynı insanları incelemelerine rağmen, hepsinin de farklı farklı sonuçlara ulaştığını görmüş. Birbirine taban tabana zıt şeyler yani. Peki niye bu böyle diye düşünürken, aklına gelmiş ve demiş ki, aslında inceledikleri nesneler aynı şeyler. Peki niye o zaman ...

KİNİSTLER

Resim
  Evet arkadaşlar.. Helenistik dönemin ilk felsefe akımı olan Kinistleri anlatalım bugün. Kinist eski Grekçe’de “köpeksi“ anlamına geliyor. Yani köpek gibi yaşayanlar anlamında. Hatta eski Türkçe’de ve de Arapça’da bu akımın adı “kelbiyyun“. Kelb Arapça’da ve eski Türkçe’de köpek anlamına geliyor. Her neyse… Şimdi Kinizm dediğimiz akım Sokrates’ten sonra,   Aristo döneminde ortaya çıkmış olmasına rağmen, yani Helenistik dönem başlamadan önce, yine de Helenistik felsefeye dahil edilir. Çünkü, birinci olarak, Helenistik dönemdeki felsefenin özelliklerini taşır. Yani dünyadan el etek çekip iç huzuru bulmaya yönelik bi felsefe olduğu için, hem de Helenistik dönemde, özellikle Mısır’daki İskenderiye şehrinde oldukça yayılıp popüler olduğu için. Önceki yazımızı okuduysanız bilirsiniz. Helenistik dönem MÖ 323 yılında Büyük İskender’in ölümüyle başlıyor ve MÖ 32 yılına kadar aşağı yukarı bi üçyüz sene devam ediyor. Şimdi bu dönemin en önemli özelliği şehir devletleri döneminin bit...

HELENİSTİK DÖNEM

Resim
  Evet arkadaşlar.. Antik çağı bitirdik ve geldik Helenistik döneme.. Helenistik dönem dediğimiz MÖ 323 yılında, Büyük İskender’in ölümüyle başlıyor ve MÖ 32 yılında Roma imparatorluğunun bütün Yunan devletini ele geçirmesiyle son buluyor. Yani aşağı yukarı üçyüz sene süren bir dönem. Şimdi, Helenistik döneme geçmeden önce, tarihin gördüğü en büyük komutan ve fatih olan Büyük İskender’den bahsedelim az. Büyük İskender Makedon kralı II. Filip’in oğlu. Aristo’nun da öğrencisi. Asıl ismi Aleksander. Tarihte “büyük” unvanı almış iki kişiden biridir. Diğeri de Şarlman. Tabi bizim de Muhteşem Süleymanımız var bu arada… İskender’in babası II. Filip bir suikastla öldürülüyor ve yerine İskender Makedon kralı olarak tahta geçiyor. Henüz yirmi yaşında. Ve de hırslı bir genç. Hemen ordusunu hazırlıyor ve fetihlere başlıyor. Tam on üç sene sürecek olan   bir sefere çıkıyor. Yunanistan yarımadasını, Anadolu’yu, Mezopotamya’yı, Mısır’ı fethediyor. O dönemin en güçlü devleti olan Pers...

ARİSTO IV - KATEGORİLER

Resim
  Evet arkadaşlar. Geldik Aristo’nun bir başka önemli öğretisine… Kategoriler.. Yani size bu zor konuları bu kadar kolay şekilde açıklıyorum ya. Bana ne kadar dua etseniz az.. Kategoriler dediğimiz olay Aristo’nun mantık öğretisinin    bir parçası. Bu yüzden bu konuyu anlayabilmek için bi önceki mantık yazımızı okumanız lazım. Henüz okumayanlar için  burdan ... Önceki mantık yazımızı okuyanlar bilir. Aristo mantığı yani sillogizm önermelerden yola çıkar. Mesela bütün insanlar ölümlüdür, Sokrates insandır, o zaman Sokrates ölümlüdür gibi.. Burda gördüğünüz gibi iki tane önerme ve bu önermelerin sonucunda ortaya çıkan bir sonuç var: -               Bütün insanlar ölümlüdür. (Birinci önerme) -               Sokrates insandır. (İkinci önerme) -               O zaman Sokrates ölüm...

ARİSTO III - MANTIK

Resim
   Evet arkadaşlar.. Geldik Aristo mantığına.. Duymuşunuzdur kesin. Hani var ya. Gerçekler acıdır, biber de acıdır, o halde biber bi gerçektir.. Falan.. Ama tabi ki bu yanlış bi sonuç. Niye yanlış olduğunu normalde bu yazıyı okuduktan sonra analiz edebilmeniz lazım..  Şimdi, öncelikle mantık nedir? Mantık doğru düşünebilme yeteneğidir. Doğru düşünme önemlidir çünkü doğru düşünürsen doğru kararlar alırsın, doğru işler yaparsın. Yanlış düşünürsen de yanlış işler yaparsın. Öyle ki bu yanlış işlerin sonucu bazen felakete kadar gidebilir. Yani aslında ne düşündüğünüz sizin kim olduğunuzu belirler. Hayatınız, alışkanlıklarınız, dünyaya bakışınız, ahlak anlayışınız... Mevlana demiş ya hani, insan düşünceden ibarettir. Geri kalanı et ve kemik.. O yüzden, doğru bir şekilde düşündüğümüz takdirde, doğru sonuçlara ulaşıp, daha güzel bi hayata kavuşabiliriz. Bu yüzden de mantık kurallarını öğrenmek bi insanın hayatını kökünden değiştirebilir. Aristo işte bu mantık ilminin kurucusudur....