ARİSTO IV - KATEGORİLER
Kategoriler dediğimiz olay Aristo’nun mantık öğretisinin bir parçası. Bu yüzden bu konuyu anlayabilmek için bi önceki mantık yazımızı okumanız lazım. Henüz okumayanlar için burdan...
Önceki mantık yazımızı okuyanlar bilir. Aristo mantığı yani sillogizm önermelerden yola çıkar. Mesela bütün insanlar ölümlüdür, Sokrates insandır, o zaman Sokrates ölümlüdür gibi..
Burda gördüğünüz gibi iki tane önerme ve bu önermelerin sonucunda ortaya çıkan bir sonuç var:
- Bütün insanlar ölümlüdür. (Birinci önerme)
- Sokrates insandır. (İkinci önerme)
- O zaman Sokrates ölümlüdür. (Sonuç)
Şimdi, önemli nokta: Bütün önermeler bir özne ve yüklemden oluşmak zorunda. Kural bu. Mesela:
- Ahmet zekidir. (Ahmet özne, zekidir yüklem).
- Kahve uyku kaçırır. (Kahve özne, uyku kaçırır yüklem)
- Hiç bir kuş balina değildir. (Hiç bir kuş özne, balina değildir yüklem)
- Bazı insanlar zengindir. (Bazı insanlar özne, zengindir yüklem).
Gördüğünüz gibi arkadaşlar, burda bahsedilen yüklem, aynı zamanda o öznenin, ya da varlığın bir niteliği aslında..
İşte burdaki özneye Aristo “TÖZ” demiş. Bu TÖZ kelimesini aklınızda tutun. Çünkü felsefenin temel terimlerinden biridir ve özellikle ortaçağ felsefesini anlamak istediğiniz zaman size oldukça lazım olacak bi kavram.
İşte Aristo’ya göre, bi önermedeki özne töz, yüklemse o tözün bir niteliği.
Mesela kanarya sarıdır dediğim zaman, kanarya töz, sarı da onun niteliği..
Ha şimdi işte kategoriler dediğimiz olay da bu niteliklerin sınıflandırılmasına dayanıyor. Bu nitelik, bu özellik hangi türden bir özellik?
Ve de Aristo bu alanda tam on tane kategori belirlemiş. Kategorilerden birincisi tözün kendisi, diğer dokuz tane de tözün özelliklerinin hangi cins olduğu..
Şimdi kategorileri tek tek alt alta sıralamak yerine teker teker gitsek bence daha iyi olur diye düşünüyorum. Herhangi bir varlık alalım. Mesela büyük alimimiz Celal Şengör… Birinci kategorimiz neydi? Töz, yani özne. Burdaki öznemiz belli. Celal Şengör.. O zaman birinci kategorimiz yani tözümüz Celal Şengör’ün kendisi..
1 – Töz: Celal Şengör
Şimdi Celal Şengör’ün özelliklerini düşünün. Mesela cinsiyeti erkek. Jeoloji profesörü. Saçı sakalı ağarmış. Şişman. Çok konuşuyor.. İşte bütün bu özellikler, onun nitelikleri. Yani ikinci kategorimiz olan “nitelik” kategorisine giriyor.
Arkadaşlar unutmayın.. Herhangi bir varlık hakkında “nasıl” sorusuna verilen cevaplar o varlığın nitelik kategorisindeki özelliklerine girer. Bak sakın “kaç” sorusuyla karıştırmayın. Mesela 67 yaşında dediğimiz zaman bu nitelik değil, bi sonraki kategorimiz olan nicelik kategorisine girer.
Şimdi Celal Şengör’ün ikinci kategorimiz olan nitelik kategorisine giren özelliklerini yazalım:
2 – Nitelik: Orta boylu, şişman, saçı sakalı ağarmış, profesör, çok konuşuyor, çok bilgili, dinsiz imansız.. Falan..
Bi sonraki kategorimiz “nicelik”… “Kaç” sorusuna verilen cevaplar bu kategoriyi oluşturur ve cevabın içinde her zaman bir sayı vardır. Mesela kaç yaşında? Boyu kaç? Kilosu kaç? Kaç çocuğu var? Kaç yıllık evli? Kaç yıldır profesör? Falan.. Evet o zaman buyrun üçüncü kategorimiz:
3 – Nicelik: 67 yaşında, 87 kilo, 1.78 boyunda, 10 bin dolar maaşı var, 47 yıldır profesör.. (Rakamların hiçbiri gerçek değil. Hepsini salladım.)
Dördüncü kategorimiz yer. Açıklamama gerek yok herhalde.. İçinde “Nerde” ifadesinin olduğu bütün soruların cevabı..
4- Yer: Adana’da doğdu. İstanbul üniversitesinde ders veriyor. Asıl memleketi Bursa. (Hepsini salladım yine). Fransa’da doğdu, Beşiktaşlı oldu, helal olsun sana, Pascal Nouma..
Beşinci kategorimiz zaman.. Ne zaman sorusunun cevabı..
5- Zaman:1947 yılında doğdu. 1957 yılında sünnet oldu. 1970 yılında evlendi. 1998 yılında profesör oldu.. Falan…
Altıncı kategorimiz görelilik.. Öznemizin yanı tözümüzün başka varlıklarla olan ilişkisi…
6- Görelilik: Oya’nın kocası. Ahmet’in babası. Mehmet’in oğlu. Mustafa’nın öğrencisi. Süleyman’ın hocası. Yusuf’un arkadaşı… Falan… (Yine Oya hariç hepsini salladım).
Sadece insanlar değil tabi. Cansız maddelerde de bu türden özellikler olabilir. Evin kapısı gibi, yemeğin sosu gibi..
Yedinci özelliğimiz durum.. Öznenin o andaki durumunu anlatır.. Nitelik özelliğinden farkı, durum özelliğinin kısa bir süreliğine olmasıdır..
7- Durum : Uyuyor, oturuyor, yan yatmış, uzanıyor, üzgün, sevinçli, neşeli, sıcak, soğuk.
8 – Etkinlik : Yaptığı iş.. Eylem yani.. Dikkat edin arkadaşlar fiziksel eylemden bahsediyoruz. Meslek değil yani. Yürüyor, zıplıyor, yemek yapıyor, ders anlatıyor, felsefe bloğu yazıyor, spor yapıyor..
9- Edilgenlik: Kendisi yapmayıp da başkasına yaptırdığı işler. Saçını kestiriyor, ev yaptırıyor, pizza getirtiyor… Falan..
10- Sahiplik: Son kategorimiz: Öznemizin sahip olduğu nesneler. Mesela gözlük takmış. Dar pantolon giymiş. İki tane evi var. Porsche arabası var… Gibi.. Ya da mesela mahallemizdeki caminin minaresi var, benim evimin bacası var gibi…
Şimdi, biraz uzun oldu bu kategoriler ama, bunları öğrenmek istiyosanız eğer, oturup ezberlemek yerine pratik olarak uygulamak çok daha iyi. Mesela bi varlığın bi özelliğini bulup, onun hangi kategoriye girdiğini bulmak, çok daha hızlı ve akılda kalıcı bir şekilde öğrenmenizi sağlar.
Diyelim ki Ahmet diye biri var. Otomatikmen bilirsiniz ki, Ahmet burda töz. Yani birinci kategori. Ahmet kahverengi gözlü. Nitelik. 45 yasında. Nicelik. Ahmet bir öğretmen. Yine nitelik. Ahmet 174 boyunda, nicelik. Mustafa’nın babası. Görelilik. Adana’da doğmuş. Yer . 1978 yılında doğmuş. Zaman. Bi evi bi arabası var. Sahiplik. Spor yapıyor. Etkinlik. Tansiyonunu ölçtürüyor.. Edilgenlik..
Bunu cansız varlıklar içinde yapabilirsiniz. Mesela masa. Boyu 60 santim. Nicelik. Ahşap’tan yapılmış. Nitelik. Şen kardeşler atölyesinde imal edilmiş. Yer. Marangoz Hasan usta yapmış. Görelilik…
Yani arkadaşlar, herhangi bir varlığın herhangi bir özelliği bu on kategoriden birine girer. Onbirinci yok yani.
Ha şimdi, bu kategori dediğimiz olay ne işe yarar? Neden bu kadar önemli? Kategorilerin en önemli özelliği varlıkları sınıflandırmaya yaraması. Mesela hayvanları inceliyorsun. Bi de bakıyosun ki bazı hayvanlar ortak özelliklere sahip. Mesela yavrusunu doğurarak dünyaya getiriyor ve de onları sütle besliyor. Nitelik kategorisi.. Kedi, köpek, inek, deve gibi.. Otomatikmen bunların hepsini bir sınıfa korsun, hepsine birden memeli hayvan dersin. Ve bilirsin ki memeli hayvan dendiği zaman bu özelliklere sahip hayvanlardan bahsediyor olursun ve her hayvanı kedi, köpek, deve diye tek tek saymana gerek kalmaz.
Ya da mesela ticaret yapıyorsun, kuru gıda diye bi sınıf oluşturursun ve buna göre pazarlamanı, taşımanı yaparsın. Devlet buna göre alacağı vergiyi belirler. Bürokratik işlemler buna göre oluşturulur. Yani leblebi için ayrı, nohut için ayrı kurallar belirlemene gerek kalmaz. Kuru gıda dediğin zaman hepsini birden içine alır.
Ya da matematik. Doğal sayılar dediğin zaman hangi sayıları kastettiğin derhal anlaşılır. Ayrıca bi tanım yapmana ya da sayıları tek tek saymana gerek kalmaz.
Gördüğünüz gibi sınıflandırma dediğimiz olay bilimsel araştırmalarda, toplumsal, ticari ve de günlük hayatta çok büyük kolaylıklar getirmiştir.
Şimdi bu sınıflandırma olayı bize cok sıradan ve doğal geliyor ama işte bu varlıkları sınıflandırma olayını insanlığa öğreten kişi Aristo’dur. O yüzden de Aristo haklı bir üne kavuşmuştur.
Ancak yine aynı şekilde fizik ve astronomi alanında söylediği yalan yanlış şeylerden dolayı da asırlar boyunca insanlığın gelişmesinin önüne ket vurmuştur. Dünyanın sabit, güneşinse döndüğünü söylemiştir mesela. Tabi burda suç Aristo’da değil, onun söylediğini olduğu gibi, sorgulamadan, kesin doğru kabul ederek alan sonraki nesillerde..
Son olarak şu bilgiyi de verelim. Ki önemli bir bilgidir. Aristo birinci kategori olan tözleri ikiye ayırır:
- Birinci dereceden töz: Bunlar özel isimlerle anılan varlıklar: Celal Şengör, Ahmet Yılmaz, Zeki Müren, İstanbul, Mars… Vs…
- İkinci dereceden töz: Cins isimler, genel sınıflar yani.. İnsanlar, hayvanlar, bitkiler gibi…
Aristo bu ikinci dereceden tözlere “TÜMEL” demiş. Bu kavramı da aklınızda tutun çünkü ilerde bol miktarda lazım olacak…
Tümeller bir önermenin hem özlemi hem de yüklemi olabilir.
Mesela:
- Hayvanlar canlıdır.
- Kedi bir hayvandır.
Gördüğünüz gibi hayvan, birinci cümlenin öznesiyken ikinci cümlenin yüklemidir. Yani tümel dediğimiz olay, hem töz olabilir, hem de başka bir tözün niteliği.
İşte Ortaçağ’da büyük bir tümel tartışması başlayacak ki, bunu kısmet olursa eğer o dönemi anlatan yazılarımızda ele alacaz.
Ayrıca: Bir nitelik tözden bağımsız var olamaz. Mesele masa sarıdır dediğimiz zaman, sarı rengi doğada bağımsız, tek başına bulamazsınız. Mesela şimdi gözünüzü kapatıp sarı rengi düşünün. Bunu tek başına düşünemezsiniz. Mutlaka bir nesnenin özelliği olarak düşünürsünüz. Sarı bi duvar, sarı bi kuş, sarı bi levha..
İşte Aristo’nun Platon’a yaptığı itirazlardan biri de buydu. Platon’a göre bağımsız bir sarı ideası var. Ama Aristo’ya göre ise bağımsız bir sarı yok…
Aynısını güzellik için, adalet için, cesaret için de düşünebilirsiniz…
Evet arkadaşlar… Bu yazıyla Aristo’yu da bitirdik ve Antik Grek dönemine son noktayı koyduk. Gelecek yazımızda bir sonraki dönem olan Helenistik dönemi incelemeye başlayabiliriz…
Blogumuzda şimdiye kadar yayınladığımız yazıları okuduysanız eğer insanlığın düşünce tarihinin ilk ikiyüz senesine şahitlik ettiniz ve de bilgelik yolunda ufak da olsa bi adım attınız demektir.. O açıdan sizi tebrik ediyorum… Hoşçakalın diyorum…
Yorumlar
Yorum Gönder